Söz Uçar Yazı Kalır; Peki Ya Görüntü?

Gürşat Özdamar – 20 Ocak 2004 //
Başka bir dünyayı mümkün sayanların medyayı da başkalaştırmaları kadar doğal bir şey olamazdı, video aktivistleri, alternatif medyacılar bunu ‘gösteriyor’.
Görüntü kaydetme ve oynatma cihazlarının bir tür eylemci ruh haliyle kullanılmasına Seattle’da rastlıyoruz. O güne dek ister yerel olsun ve ister uluslararası pek çok basın yayın kurumunun verdiği haberlerden, aktardığı görüntülerden başka bir Seattle olduğuna ya oraya giden kişilerin anlattıklarından ya da yazdıklarından ama asıl işte bu video görüntüleri ile ‘haberdar’ olduk.
Bu görüntüler ilk başta bu protesto gösterilerine katılan kişilerin kendi şahsi kayıtları dışında pek de anlam taşımıyordu belki. Aradan geçen üç-beş yıla rağmen bile, o günlere dönüp baktığımızda en birinci elden kayıt altına alınmış tanıklıklar olarak öne çıkıyor. Evet, ama tanıklık sözcüğü de pek yeterli olmasa gerek. İşte şimdilerde video aktivizmi olarak sıkça duyduğumuz şeyin ta kendisi. Hayatın belgesi.
Yani haber denilen şey ne ise belki bunu da tartışmaya açarak. Çünkü pek de yüksek çözünürlüklü görüntüler olmadan da, netlik ayarı tam tutturulamadan da, çerçeve iyi sağlanamamış olsa da tüm onlar gerçekten olan şeylerdi. Ve büyük olasılıkla da başkaca bir kayıtları yoktu. Olayların kendisinden kaynaklı olarak birer tarihi belgeye de dönüşüyordu daha çekilir çekilmez. Reyting için değildi, ana habere yetiştirme telaşı yoktu, şunu çeksem yayınlanır mı yayınlanmaz mı endişesi yoktu. Özgürdü yani. ‘Özgür’ basından bile özgür!
kameraMülkiyet: Kamera sizin, görüntüler herkesin
Ve kimilerini rahatsız edici yanı da buydu belki. Gözlerimiz gerçekleri ‘birilerinin’ gerçekleri olarak algılamaya ayarlanmıştı o zamana kadar. Bu yanılsamadan kurtulmanın da bir yoluydu video aktivizmi. Farklı olanı, gerçeği gösteriyordu. Bunun önemi çabucak kavrandı. Bu türden bağımsız ve doğrudan kayıtlar birçok merkezde derlenerek neredeyse ‘anında’ paylaşıma açıldı. Yerleşik basın-yayın alışkanlıklarını değiştiren bir anlayıştı bu. Çünkü haber arşivi kimsenin bilmediği bir yerde değil herkesin gözü önünde tutuluyordu. Video kameralarla internet teknolojisinin paslaşması ile de tüm bu kayıtlara ulaşmak, haber ve görüntü eklemek, yorum yapmak çok daha kolayladı.
Seattle’dan sonraki yıllarda başta Prag, Cenova, Floransa ve Evian olmak üzere dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen kitlesel gösterilere ait görüntüler ve haberler yine bu alternatif ağlar aracılığıyla aktarıldı. Bu görüntülerin yer aldığı video kasetler ve CD’ler elden ele dolaştı. Bağımsız kurmaca ve belgesel filmlerin hatta müzik parçalarının yer aldığı kasetlerin de bu ağlar aracılığıyla dağıtılmasıyla bir tür küresel eylem ağı oluşmuştu bile.
Alternatif medyacılar bütün bu koşuşturmacaları gönüllü olarak yürütüyor. Herkes kendi kasetini kendisi karşılıyor. Çekilen ya da yayınlanan görüntüler için de herhangi bir anlamda ‘telif’ söz konusu değil. Kamera size ait olsa da görüntüler herkese aittir.
Bu merkezlerin en bilinenlerinden biri Bağımsız Basın Merkezi (IMC- Independent Media Center) “Medyaya kızıp durmayın, kendiniz medya olun” diyor. Bugün siz de bir haberinizi internet üzerinden anında yayınlatma olanağına sahipsiniz. Aslına baktığımızda IMC’nin öyle bilinen bir binasal merkezi yok. Bu durumda sizin bulunduğunuz yer de bir IMC’dir artık.
Eylemlerin tam ortasındasınız. Haber alıp gitmiyorsunuz, haberi yaratanlardan birisiniz. Haber oluyorsunuz. Söz konusu eylemler kapitalist küreselleşme karşıtı ise, emek ve özgürlük mücadelesi eksenli ise, savaş karşıtı gösteriler ise, ki çoğunluğu böyledir, o zaman güvenlik güçlerinin gösterileri engellemek ve yatıştırmak için geliştirdiği ve kullandığı ‘nazik’ yöntemlerden siz de nasibinizi alıyorsunuz.
Sizi ‘eylemcilerden’ ayıran bir şey yok. Üstelik cebinizde ne ‘sarı’ bir basın kartı ne de arkanızda büyük bir medya desteği var. O zaman sizin objektifiniz kadar objektif bir şey olamaz yeryüzünde. En doğru bilgiler sizin videonuzdadır artık. Kameranız en iyi yerdedir çünkü, hayatın tam ortasında.
video-activismVideo-aktivizme Giriş:
Öğrenci ya da işsiz değilseniz, yani çalışıyorsanız işyerinizden istediğiniz zamanlarda izin alabilmenin bir yolunu bulmalı, sürekli geçerli mazeretler üretebilmelisiniz.Kendinize ait bir video kameranız olmasında, değilse size her defasında kamerasını ödünç verebilecek bir ya da birkaç ‘iyiniyetli’ bulmanızda fayda var.Kasetleri alabilmek için içiyorsanız sigarayı azaltın, içmiyorsanız hiç başlamayın. Hatta bir süre sonra günlük yemek öğünlerinizi de 3’ten 2’ye, 2’yse 1’e indirmeniz gerekecek.Uyku düzeniniz diye bir şey varsa şimdiden unutun.Bilgisayarınızın ve iyi kötü kurgu yapabildiğiniz bir programınız olması gerektiğini de unutmayın. Programları satın almaya çalışmayın, kırılmışları var.Bilumum internet gruplarına üye olup bu gruplarda neler olup bittiğinden haberdar olmanızı önerilir. Çünkü pek çok eylem-gösteri-söyleşi gibi etkinlik duyurusu internet üzerinden duyuruluyor.Demek ki mümkünse kesintisiz, değilse de ucuza bir internet bağlantısı edinmelisiniz.Yine de uzun vadeli planlamalar yapmaktan uzak durun. Her an her şey olabilir. Bu arada pilleriniz sürekli şarjlı olsun.Çekim sırasında sizin kim olduğunuzu merak edecekler olacaktır. Onları tatmin edici yanıtlarınız olmalı.Yurtdışı ile de bağlantılar olduğundan orta derecede İngilizce bilmeniz size büyük kolaylık sağlayacaktır. Yine yurtdışı eylemleri için sürekli geçerli ve vizeleri alınmış bir pasaportu ihmal etmemelisiniz. Yol parası için ise borç alabileceğiniz ilişkilerinize önem verin.İçeri girerseniz sizi kurtaracağını düşündüğünüz birileri mutlaka olsun. Ya da sizi ziyarete gelsinler.Alıştırılmış biçemlere takılmamak için mümkünse televizyon izlemeyin.Anlaşılmaya çalışmayın. Özellikle ailenize bu durumu anlatmaya çalışmayın. Bu işte yükselmeyi beklemeyin. Meşhur olmayı ummayın.Çekim esnasında cesur ve soğukkanlı olun.Kamerayı titretmekten korkmayın, ışığa aldırmayın, çerçeveyi dert etmeyin. (zum dahi yapabilirsiniz)Başkaca bir mizansen sakın ama sakın yaratmaya çalışmayın.Bildiklerinizi paylaşın.Gördüklerinizi gösterin!