GerideKalanlar 3 – Omar, Natalia, Reza

Artıkişler Kolektifi – 2016 //

Omar: Suriye’de hiçbir şeyim yok

Benim Suriye’de ailem yok. Hepsi öldü… Gideceğim bir ev yok. Evimiz de bombalandı…

Suriye’de savaş Deraa’daki olaylarla başladı. Ben o zamanlar 13-14 yaşındaydım. Deraa’da bir okulda özgürlük talebiyle öğrenciler yürüyüş yapıyorlardı. Sonra polis geldi, bu çocukları yakaladı ve onlara işkence yaptı. Çocuklardan biri bu sırada öldürüldü. Çocuğun yakınları bunun üzerine bir gösteri yaptılar. Polis tekrar saldırdı ve yine insanlar öldürüldü. Gösteriler Halep’e, Humus’a ve diğer şehirlere yayıldı.

Sonra her şey karıştı… Savaş büyüdü… DAİŞ ortaya çıktı. Suriye’de kalanların yiyeceği suyu yok, elektrikler kesik. Birçok insan Ürdün’e ve Türkiye’ye gitti. Birçoğu kaçakçılara para verip kaçmaya çalıştı, ama şimdi sınırda bekliyorlar.

Ben de 2015’te Suriye’den kaçmaya karar verdim. Önce Ürdün’e gittim. Sonra Türkiye’ye… Türkiye’de İstanbul’da kaldım, sonra İzmir’e geçtim. Oradan da botlarla Laros’a geçtik. Ardından orada kağıtlarımızı aldık ve Atina’ya gittik. İdomeni’de sınıra geldiğimizde ise sınır kapatıldı. Sonra Selanik’e geldim. Burada işgal evinde 4 aydır kalıyorum. Ben Almanya’ya gitmek istiyordum amacım Yunanistan’da kalmak değildi. Türkiye’den de Almanya’ya gidebilmek için yola çıktım. Orada bir akrabam var.

Suriye’de hiçbir şeyim yok. Geri dönmemin bir anlamı yok… Belki Almanya’da okuyabilirim ya da çalışabilirim. Burada 6 aylık bir belgem var. Ya buraya ilticaya başvuracağız ya da Türkiye’ye geri gönderileceğiz. Bazı kaçakçılar var Almanya’ya götürmeyi öneren ama çok para istiyorlar…

Natalia: Burada dayanışma ile yaşıyoruz

Burada göçmenler zor durumda, sıkışmış haldeler ve Yunanistan’dan başka bir ülkeye gidemiyorlar. Yunanistan’da sadece 2-3 aylığına geçici bir belge veriyorlar, bu da hiçbir şeye yetmiyor.

Ne kadar bilmiyorum, belki de on binden fazladır. Göçmenler burada sağlıksız koşullarda kamplarda yaşıyorlar. Türkiye’den gelirlerken bir çoğu gemide ölüm tehlikesi geçiriyor. Bazıları hayatlarını kaybediyor.

Yunan hükümetinin ciddi bir programa girmesi gerekiyor. Burada birçok çocuğun eğitime ihtiyacı var. İşe ihtiyaçlar var. Bir çoğu kendi uzmanlık alanlarında eğitim veriyorlar. Burada dayanışma ile yaşıyoruz. Herkesin ayrı bir mesleği var. Evin temizlenmesinden yemek yapmaya herkesin farklı bir görevi var ve işleri birlikte yapıyoruz. Hiçbirimizin çalışma izni olmadığı için çalışması mümkün olmuyor. Çoğu zaman komşulardan ya da başka organizasyonlardan yardım geliyor. Birisinin parası olursa ailesi için ya da ev için bir şey almaya çalışıyor. Bebekli çocukları burada kaldırmamaya çalışıyoruz. Onlar için buradaki Yunanlı ailelerden destek alıp evlerde kaldırmaya çalışıyoruz. Buraya 6 günlük bebeği olan bir aile geldi örneğin. Onları bir eve yerleştirdik.

Almanya’da bir arkadaşım Yunanistan’daki dayanışma mutfaklarında çalışıyordu, onun daveti ile geldim. Biraz sıkıntılı zamanlar yaşıyoruz, ancak Yunanlılar (Yunan hükümeti değil) destek veriyor çalışmalarımıza. Buradaki tuhaf bir durum. İnsanlar Yunanistan’a burada yaşamak için gelmiyorlar, bu nedenle sıkışmış haldeler.

Ben de göçmenim ama buradaki insanlardan daha iyi belki de durumum. Çünkü ülkeme geri dönebilirim. Ukrayna Avrupa’da bir ülke. Ama yine de evime dönsem ben de savaşla karşılaşacağım. Resmi bir savaş olmasa da bulunduğum yerde bir işgal var ve memleketime giremiyorum. Ukrayna hükümeti de resmen savaşta olduğunu bildirmediği için Yunanistan’a da iltica başvurusunda bulunamıyorum. Vize de alamıyorum.

Biliyoruz bir Suriye savaşı var ama başka ülkelerden de yüz binlerce insan var göç etmekte olan. Her ülke savaşta değil. İnsanların bir çok başka sıkıntısı var, siyasi veya dini baskı altında yaşıyorlar. Ekonomik, politik sorunları var. Özgürlük için geliyorlar başka ülkelere. Birçok insan yolda ölüyor. Birçok insan çocuklarının ölümünü bile göze alabiliyor. 20 yaşlarında bir genç sınırdan geçerken elektrik tellerinden dolayı akıma kapılıyor ve hayat boyu sakat kalıyor. Bu kaçakçılar için bir sektör yaratıyor. 2000 Euro karşılığında birini kaçırmak, ancak kötü insanların işidir.

Ben de 9 yaşındaki kızım Malia ile yaşıyorum burada. Onun için de büyük bir deneyim, çok seviyor  burayı, pek çok kültürden insan var ve onun için bir öğrenme süreci, ayrıca burada 3 köpeğimiz var, onlarla oynuyor. Bizimle birlikte işler yapıyor. Burada çocuklu başka aileler de var ya da çocuğunu göremeyen anne babalar var, onlar Malia’da kendi çocuklarına olan özlemlerini gideriyor.

Gelecekte ne olacak bilmiyorum. Aslında kimse bilmiyor. Bunu düşünemiyoruz bile şu an. Bir gelecek planı yok, gelecek planı nasıl yapılır ki  bu koşullarda. Sizin bir gelecek planınız var mı mesela?

Reza: İnsan azad bir şey, her şeyi yapabilir

Neden Avrupa devletleri Türkiye’ye altı milyar veriyor, neden savaş oluyor? Soru çok ama… Şimdi doğru olan ne, burada mülteciler ne yapabilirler? Bir yerde savaş oluyor, bir yerde birileri parayı götürüyor. Biz neden kendimizi anlatamıyoruz?

Dünya sonu olan bir şey… Neden bu işler yapılır, neden kaçakçılar var? Çok insan denizde öldü… Para gidiyor, mal gidiyor sonra da can gidiyor… Bu neden oluyor, hala bilmiyorum.

Türkiye’de çok yer gördüm. Yunanistan’da çok yer gördüm. Idomeni’yi de gördüm. Bazen şarkı yapıyorum, müzik dolduruyorum. Biliyorsun doldurmak nedir… Şu şarkımı yapsam burada, bir şey yapmış olacağım.

Burası mülteciye iyi değil, iş yok para yok, dil farklı. Başka memleketlere gitmek zor. Kaçakçı 1800-2000 euro istiyor. İş yok. Ya kampta ya sokakta kalacaksın. Ömrün hiç olacak. 10 sene sonra göreceksin, yine hiçbir şey yok, ömrün heder olmuş… Bu çok kötü.

Milyarlarca dolar çalanlar, başka insanların da yaşam hakkını çalıyor. Neden? Bunların hepsi hırs, para, yemek, sigara… Her yerde hırs var.

Devletler oyun yapıyorlar, normal insanlarla top gibi oynuyorlar. İnsan azad bir şey, her şeyi yapabilir… Biz devletleri çevirebiliriz, devletler bizim olabilir. Yoksa devletler her şeyi yapacak, bugün savaş, yarın savaş. Çok kötü.

Hepimiz Yunan toprağındayız, dikenli tel çektiler. Makedonya’da yok. Sırbistan’da kamplar var. Makedonya’da benim arkadaşımı 5 kere yakaladılar Yunanistan’a gönderdiler. Şimdi o da Idomeni’de, hiçbir yere gidemiyor.

İşte bu Ahmet Kaya’nın Ağladıkça’sı… Bunu çok söyledim Idomeni’de. Benimle beraber kalan bir yaşlı adam vardı, tar çalardı. Siz tar ne demek biliyor musunuz? Eee abi sonramız nasıl olacak?

Artıkişler – 2016 Selanik