“Doza We, Dozame Ye”

Medet Dilek – 2008 // “Hakkari’den Ankara’ya Kağıtçılar” Belgeseli Üzerine

“Hakkari’den Ankara’ya Kağıtçılar “ belgeseli, unutulmuş olanlara, görmek istemediklerimize, ve çözümsüz bıraktığımız bir soruna samimiyetli yaklaşımı, bizlere üç maymunluğumuzu sorgulatmaktadır 70 dakika boyunca. Onlarınki bir zorla göç ettirme öyküsüdür, memleketlerinden, yaşamlarından, sevdiklerinden ve dağlarından zorla koparılma öyküsü. 1994 yılında devletin baskısı ile sevgili Hakkari’lerinden, sevgili Kotranıs (Ördekli) köylerinden zorla atılma öyküsüdür onlarınki.
Memleketlerinden koparılan köylüler, sanki asıl suçluyu ve suçlunun yerini biliyormuş gibi, Ankara’ya hayat kavgası için gelir ve yerleşirler. Aslında bu kavgaları, hem hayata hem de zorla göç ettirilmelerine neden olan Ankara politikalarına yöneliktir. Onlar Ankara’ya gelerek resmi ideolojinin kendi inkarcı, baskıcı yüzünü görmelerini bir nevi sağlıyorlar, çünkü onlar aynadır, resmi ideoloji de bu aynaya bakarak kendisini görebilir, ve baktığında da bir çirkin yüz görecektir.
Kağıtçılardan olan Rıdvan’ın bütün söylediklerini anlamak için biraz kendinizi zorlayın: Belgesel filmin çalışanları Rıdvan’a soruyor : “Bir gecede mi köyü boşalttılar?” diye cevap hemen geliyor çünkü bu durum onların bir yaşantısı haline getirilmiştir , Rıdvan’ın cevap vermesi hiç de zor olmamıştır : “Yok o kadar kolay olmadı, mesela iki tane amcamın oğlunu şehit verdik, dayılarımı şehit verdik…”
“Kağıtçılar” çalışmasında beni bir o kadar etkileyen bir kesitten söz açmak isterim. Belgesel film çalışmanın yürütücülerinden olan Mustafa’ya kimi zaman da kağıtçı çocuklar sorular yöneltiyordu, işte parçalanmanın olduğu an bu andır, Mustafa’nın kendisini kaybettiği sonra da aradığı yüzüne yansıyor, yani demek istediğim Mustafa’nın bu kağıtçıların dünyası karşısında insanlığını bulduğunu yüzünden okuyabiliyorsun, o yüz ama ne güzel yüz…
“Kağıtçılar“ belgesel filminde beni etkileyen bir diğer bölüm ise kağıtçı bir çocuğun bir türküden söz etmesi ve şarkıyı küçük olarak mırıldanması idi :
Vay Dünya, Dünya Yalansın Dünya /Vay Dünya Dünya Fanisin Dünya / Can İle Cananı Alansın Dünya / Yalansın Dünya…
Vay Dünya Dünya Yalansın Dünya / Aşk İle Pervane Dönersin Dünya / Yalansın Dünya…
Ayrıca bu türkünün filme yetirilmiş olması çok uygun düşmüştür, özellikle de bu bölümü tekrar tekrar izlediğimi itiraf etmeliyim.
Bu belgesel filme ve filme katkısı olan bütün kişilere insanlığımızı, sorumluluklarımızı, eksikliklerimizi, körlülüğümüzü, bireyciliğimizi yüzümüze vurduklarından dolayı beyinlerine, yaratıcılıklarına sağlık diyorum. Filme emek harcayanlardan bir beklentimiz, kağıtçıların örgütlenme sorunlarının anlatıldığı bir belgesel filmdir. Şimdiden kendilerine kolay gelsin diyorum.
Son olarak da “ Doza we, dozame ye “ meselesine gelelim. Kağıtçıların, hayat, ekmek, özgürlük ve demokrasi davaları bizlerin de davalarıdır, yani “davanız davamızdır…”