– hakkari’den ankara’ya kağıtçılar (belgesel)

– scavengers from hakkari to ankara (documentary)

1994 yılında Hakkari’nin Ördekli (Kotranıs) köyünden göç etmek zorunda kalan yüzlerce kişi halen Ankara’nın merkezinde çöplerden kağıt toplamaya devam ediyor. 2001-2004 yılları arasında geri dönüşüm işçilerinin hayatlarını kaydetmeye başladığımızda zamanla, hem onların yaşadıkları zorunlu göçün acılarına, hem de Türkiye’nin başkentinde kapitalizmin en vahşi yüzüyle verdikleri mücadeleye tanık olduk.  Bu video, 13 yaşında Ankara’nın çöpünde ailesini geçindirmeye çalışan çocuktan, 60 yaşında köyünden kovulan amcaya kadar, yaşadıkları tüm sürgünlere, hor görülmelere, dışlanmalara inat sadece emekleriyle varolmaya çalışan insanları anlatmaktadır.

Hundreds of people, who have been forced to migrate from their village Ordekli (Kotranis) in Hakkari at 1994, are still picking wastes at the garbage sites in the center of Ankara. When we started to record their lives on video between the years of 2001 and 2004, we also witnessed the pains of their forced migration and their fight against the wildest face of capitalism in the capital city of Turkey. This video tells the story of those people -from a 13 years old child taking care of his family off the garbage of Ankara to an old man being expelled from his village- their efforts to exist just with their labor despite despite all deportations, contempt and discrimination just by relying on their labour.

10. 1001 Documentary Film Festival – 2007 – İstanbul

13. Turkey-Germany Film Festival – 2007 – Nürnberg

1. Labor Film Festival – 2007 -İstanbul, Ankara

Laborfest – 2007 – San Fransisco

17. Ankara International Film Festival – 2007- Ankara

Apolloniare Art Museum, 35 Years of Video-Art in Turkey Exhibition – 2009 – Strasbourg

LA Istanbul Connection: 18th Street art Center Santa Monica California – 2011- US

 

– çöp için dövüş (belgesel video)

– fight for the garbage (video documentary)

Geri dönüşüm, şehirde yaşayan bilinçli bir birey için önemli bir kavramdır. Geri dönüşmesi için ayrıştırılan kağıdı toplayan kağıtçı için ise geri dönüşüm, köyüne geri dönemediği için başkent Ankara’da onun varoluş şansıdır. Avrupa başkentlerinden biri olma hevesindeki bir belediye için ise çevreci gereklilik olduğu kadar da kağıtçıların üzerine giydirilen “çevre gönüllüsü” elbisesi ile bir vitrin düzenlemesi ve yeni bir sektördür. Çünkü zenginleşen ve kalabalıklaşan şehrin atığı daha değerlidir artık. Geri dönüşümün karanlıkta kalan 7 farklı köşesini anlatan bu 7 video işi, artan çöp yığınının ardına saklanan zorunlu Kürt göçünün ve işsizliğin mağdurlarının, kendilerinden daha değerli hale gelen atığı sahiplenmek ve varolmak adına Ankara’da verdikleri bitmeyen kavganın görünmez öyküsünü anlatıyor.

Recycling is an important subject for every individual having a consciousness about living in a city. Recycling is also the last niche for a waste picker who has been migrated by force from his village and now desorbs the valuable paper from the waste to stay in the capital city of Turkey, Ankara. On the other hand, recycling is also a kind of “clean up” by making the waste pickers wear a uniform and labeling them as “volunteer environmentalists”. It also represents a new developing sector for a municipality which aims to be one of the capital cities of Europe Because as the city is getting more crowded and wealthier, the waste of this city is also getting more and more valuable. Those 7 pieces of video aim to tell 7 dark sides of recycling by revealing aspects as the forced Kurdish migration, unemployment and the hidden story of waste pickers’ endless fight to own the waste which is becoming more and more valuable than their lives.

Zet Foundation Video Installation “Hıdrellez” – Amsterdam – May 2009

Les Rencontres Internationales -Carte Blanche- Paris Pompidou – December 2010

 

– ateş ve düğün (video sergisi)

– the fire and the wedding (video exhibition)

“Ateş ve Düğün” videoları, 1994 yılında Hakkâri’nin Kotranıs Köyü’nün devlet tarafından boşaltılması sonucu göç etmek zorunda kalan Kürt köylülerin, 90’ların sonunda Ankara’nın bir kıyı semti olan Türközü’ne yerleşip şehrin merkezindeki atık kâğıtları toplayarak geçimlerini sağlama ve kendi kimliklerini koruma mücadelesinin görsel kaydıdır.

Son on yıl içerisinde geri dönüşümün karanlık tarafını, zorunlu göçü, Kürtlere yönelik ayrımcılığın birçok farklı boyutunun, sokağa attığımız ve bir daha geri dönüp bakmadığımız çöplerin ardında olduğu fark edildikçe, bu konuda farklı videolar ve metinler oluşturuldu. Bununla birlikte Kotranıslılar arasında bu on yıl içerisinde kendi yaşamlarını kaydeden ve kendi tanıklıklarını video ile ifade eden kişiler de oldu.
“Ateş ve Düğün”, bu ülkenin başkentinin çöplerinde son on yılda yaşananları, Türközü’ndeki Kürtlerin varoluş mücadelesinin izdüşümü ve hesabı olarak hepimizin ortak görsel tanıklığıyla ortaya çıkartıyor.

“The Fire and the Wedding” videos are essentially the visual record of the struggle of Kurdish villagers from Kotranıs in Hakkari to maintain their livelihood and identity after they were displaced and forced to migrate by the state in 1994, settling in the suburban area Türközü in Ankara and earning their living by collecting waste paper at the city center.
Over the last decade, as different, darker facets of recycling; for instance that forced migration, discrimination against the Kurdish people is concealed behind the waste we litter on the street without so much as a second glance, became acknowledged, various videos and texts on this issue have been produced. Yet additionally, in the same period, there were also some people from Kotranıs who recorded their own experiences and expressed their testimonies via video themselves.
“The Fire and the Wedding” reveals what has been experienced in this country’s capital city’s garbage as the projection of the Kurdish struggle for existence through our shared visual testimony.

http://agirugowend.weebly.com/

DEPO – İstanbul Mart-Nisan 2012

 

– istanbul’un artığı (video ve fotoğraf yerleştirmesi)

– surplus of istanbul (video and photography installation)

“İstanbul’un Artığı”  projesi toplumsal alandan dışlanan ve görünmez kılınmaya çalışılan toplayıcıların İstanbul’un kültür ve sanat merkezi olarak görülen Beyoğlu ve bu merkez algısını “çevreleyen” ilçelerden biri olan Ümraniye ilçelerinde toplayıcıların çalışma ve yaşam koşullarına, bu koşulları yaratan göç, işsizlik, dışlanma gibi etkenlere eğiliyor. Yapılacak olan video-belgesel / fotoğraf çalışması ve kitap projesi ile bu çalışmaların sonucunda kurgulanacak yerleştirme çalışmasıyla İstanbul’un kültür-sanat merkezi ve sanayi çevresi ilişkisini dönüştürecek, artı değerden artık değere dönüşen atıkların gizli özneleri olan toplayıcıların şehirle kurdukları ilişkiyi yeniden düşündürecek bir amaç güdülmektedir.

The project of “Surplus of Istanbul” focuses on the waste pickers in two districts of Istanbul, Beyoğlu as the center of culture and entertainment of Istanbul, and Ümraniye as the periphery of the city. It deals with the working and living conditions of the waste pickers on the one hand, the causal dynamics, such as migration and unemployment, which lead them to undertake this economic activity. The social documentary photography and video project together with the research on informal waste-management system aims at challenging the center-periphery relations, questioning the dominant image of the city of Istanbul and rethinking the relation of the worker, the hidden subject of the transformation of the waste into value, with the city itself. The combination of these works is planned to be exhibited as an installation.

yapım aşamasında – on production


– abriskil’in izinde (video-belgesel)

– following abriskil (video-documentary)

Dünya’nın savaş halinde olan bölgelerinden biri olan Kafkasya’da yaklaşık 200 bin nüfusu ile Abhazya, siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda bir varoluş mücadelesi vermekte. Bu mücadele, aynı zamanda bugünün perspektifinden geçmişe uzanan bir tarihi varoluş hikayesi zincirinin son halkası. Bir Abhazya miti olan Abriskil’in efsanelerde tanrılara karşı verdiği varoluş mücadelesi de Abhaz halkının savaşın ve yıkımın efsanevi olmayan öykülerine karışıyor bu nedenle. Bu video-belgesel projesinin amacı, güncel sanat ve kültür haritasının görünmez bölgelerinden biri olan Kafkasya’da Abhazya örneğinden yola çıkarak bu toprakların bugününü Abriskil’in izlerini takip ederek anlamaya ve tartışmaya çalışmak…

Abkhazia, with its 200 thousand population is struggling to survive politically, economically and socially in Caucasian area, which is one of the war regions of the world. This struggle is also the last chain of the existence for this community through their history. Therefore, the Myth Abriskil, one of the myths of Abkhazia, fighting against the gods mixing with the contemporary situation of Abkhazia, which is full of war and conflict stories. The aim of this video-documentary project is on one side to map out the neglected field of contemporary art and culture in Abkhazia trough video documentation and interviews, by following the traces of Abriskil in this land.

yapım aşamasında – on production

 

– 1457 Ankara (belgesel – documentay)

“1457 Ankara”, bir şehrin gündelik yaşam pratiklerinden yola çıkarak şehri hisseden, düşünen ve şehri oluşturan yapılanmaları yeniden kurgular. İnsanların şehirle kurdukları ya da kuramadıkları ilişkileri takip eden bir görsel hafıza oluşturur. “Yeraltı”, “Sarsıntı ” ve “Uzak Işıklar” başlıklı üç bölümden oluşan bu video belgesel, endüstriyel kapitalizmin soylulaştırmanın ve kentsel dönüşümün yoğun olarak işlediği metropollerden biri olan Ankara üzerinedir.

1457 Ankara re-constructs the city from the daily practices by imagining the structure of the city as a living and thinking mechanism. It builds a visual memory by following the correlations of the people with the city. It is about Ankara, where is also a center of  industrial capitalism gentrification and urban transformation,  by following the traces of the chapters; “Underground”, “Quake” and “Far Lights”.

1457 Ankara trailer

yapım aşamasında – on production


– göçmüş kediler bahçesi (video yerleştirme)

– the garden of the departed cats (video installation)

Karasu masalının peşinden gitmek…

Nicedir yazdıklarını öğüten bir yazarın yazdıklarını düşlemedik, onlarla karşılaşmayı beklemedik mi?

Sazandere levhasıyla, Korkusuz Kirpi’yle, övülesi Yengeç’le, Lağımlaranası’nın Kedili Meryem’iyle karşılaşmayı beklemedik mi?

Abdal’ın acısıyla, dehlizin derin karanlığıyla hesaplaşmadık mı?

Karasu’yu masal gibi anlatabilmek, masalın da yırtılıverdiği yerde anlayabilmek.

Following the tales of Karasu…

Haven’t we been imagining or waiting for the time to come across the tales of a writer who had been grinding since long time?

Haven’t we been waiting for to meet with Sazandere sign, Fearless Porcupine, lodevole crab or Meryem with kittens?

Didn’t we feel Monk’s pain or the deep dark of the tunnel?

Trying to tell about Karasu like a tale, trying to understand him where the tale also rips suddenly.

yapım aşamasında – on production

 

– topraktaki zehir (video yerleştirme)

– poison in the land (video installation)

1985 yılından bugüne Türkiye’nin güney doğusunda 2000’den fazla sivil, mayınlar ve serbest patlayıcılar yüzünden yaşamını kaybetti. 5000’den fazla sivil ise yine bu patlayıcılarla yaralandı. Halen Türkiye sınırları içerisinde yaklaşık bir milyon mayın, bu topraklarda savaşın en kalıcı izi olarak kurbanlarını bekliyor. Bu video yerleştirme, mayın ve serbest patlayıcı mağduru sivillerle bölgede yapılan görüşmeler sonunda oluşturuldu.  Binlerce yıla dayanan uygarlığıyla gurur duyduğumuz bu topraklarda gelecek kuşaklara bırakacağımız miras olan bu mayınlar, yaşadığımız zaman diliminde birlikte yaşamı nasıl zehirlediğimizin de en görünür kanıtı olarak değerlendirilecek.

Since 1985,  more than 2000 civil died and 5000 civil wounded because of the landmines and free explosive materials in the southeastern region in Turkey. Currently it is suspected that approximately 1.000.000 landmines are still under the soil in this region. This video installation prepared after the interviews with the civil victims, wounded from the landmines and free explosive materials in this region. After generations, those landmines will be also evaluated as the most visible proof of the poison against the people’s coexistence in this region, which we were supposed to be proud of.

http://www.goethe.de/ins/tr/lp/prj/art/aus/nr1/tr9835213.htm

Neighborhood X.O Media Art Exhibition – Goethe Institute Ankara, Athens, Sofia 2012-13

 

Bir Ankara Direnişi

video yerleştirme -2012

“Kentsel Dönüşüm varlıklı sınıfın merkeze dönme isteğidir.”

David Harvey

Şehir, sınırları sürekli genişleyen ve içinde barındırdığı nüfusu çoğunlukla artan bir ortak yaşam bölgesi olsa da; mevcut doğal yaşamı yokedip yerine yapay yerleşim alanları yarattıkça ve ardından yapay yerleşim alanlarını da yıkıp daha büyük daha heybetli binalar inşa ettikçe bir makineye dönüşür. Düşmanı doğanın kendisidir, kontrol edilemeyen, aniden bitiveren otların betonların arasından sıyrılması gibi…Faust’un gerçek trajedisi “ütopik kent yaratma hayaliyle” deniz kıyısında bir gecekonduda yaşayan yaşlı bir çiftin öldürülmesi emrini vermesiyle başlamıştı. Faust’tan beri kentsel dönüşümün makineleri dünyanın birçok şehrinde sermayenin sınırsız işgalinin mağduru kent sakinlerine farklı trajediler yaşatarak onları şehrin dış çeperlerine atıyor.

Her yıkım öncesi makinelerin uğultusunda kaybolan sesler, barınma hakkını savunan bir direnişin çığlığı olur. Ancak o kaybolan sesler birleştiği zaman makinenin dişlileri de aniden kırılıverir.

3. International Çanakkale Biennal ” Kurgular ve Karşı Duruşlar / Fictions and Dissentions” 2012

 

– peruk/a (video yerleştirme)

– peruk/a (video installation)

Fahişelerin, sokak kadınlarının, seks işçilerinin, konsların kendi hikâyeleri, itirafları, yalanları, konuşmaları, sayıklamaları, küfürleri, dünyaya okudukları lanet, isyanları…

Kadın kültürüne dair bir görsel hafıza yaratma denemesi.

Görmekten korktuğumuz, dikizlemekten kaçınmadığımız kadınların bize dokunuşları.

Deneyime ortaklık etmek…

Aksu Bora, kadınlar arasında bir ortaklık kurulacaksa bunun “ortak ezilmişlik” üzerinden değil, değişim arzusu, iradesi ve imkânları üzerinden kurulabileceğine inandığını söylemişti Kadınların Sınıfı’nda. Biz bu yeni ortaklığın imkânlarını çoğaltmak niyetindeyiz. Kadınların rüyalarına, ejderhalar gibi, gücünü yalnızca zorunluluk karşısında kullanan büyücüler olarak katılmak niyetindeyiz, Le Guin’in söylediği gibi.

Prostitutes, hookers, sex workers, b-girls… Their true/false stories, confessions, lies, talks, ravings, curses, damnings towards the world, rebels…

Experimental series of visual documentation in order to create a visual memory of women culture.

Touches of women whom we frightened to see but never avoid ourselves to gaze.

Commonizing the experience…

Aksu Bora says in her book “Kadınların Sınıfı” (Women’s Class), if a common practice will be established between women, it would be established not by common victimization but through desire to change, will power and opportunities of transformation. We are willing to increase opportunities of this new common. We are willing to involve women’s dreams as wizards, use their power against only necessities, like dragons as Le Guin says.

yapım aşamasında – on production

 

– hafıza (buluntu video)

– memory (found footage)

12 Mart 1995 gecesi koltuğunuza kurulur ve “aşk üzerine bir film”i izlemeye başlarsınız. Olaylar gelişir…

It starts with when you sit and watch “a film about love” on TV at the night of 12th March 1995. Then things start happen…

hafıza

videfesta’10 Goethe Institute Ankara Kasım 2010

 

– Aklın Takılması ( video)

– Haunted Reason

1 Mayıs 1977’ye Taksim’e ve bir hayalin kabusuna dair…

About 1 May 1977, Taksim and a dream turning into a nightmare…

aklın takılması

Mayıs 2012 – Çukurcumart / İstanbul